Kanser, normal vücut hücrelerinin mutasyona uğraması sonucu kontrolsüz bir şekilde çoğalması ile karakterize bir hastalıktır. Hastalık genetik olabilmekle birlikte çevresel etmenler de kansere sebebiyet verebilir. Kanser hastalarında tıbbi tedavinin yanı sıra tıbbi beslenme tedavisinin uygulanması hastalarda yaşam kalitesini arttırırken yaşam süresini de etkilemektedir.
Her kanser hücresi insan vücudunda farklı davranmaktadır. Dolayısı ile her tümör hücresine her basamakta farklı yaklaşmak gerekmektedir. Kanserin türü ne olursa olsun bütün kanser hastalarında kişiye özgü tıbbi beslenme tedavisi uygulanmalıdır.
Kanser hastalarının önemli bir kısmında iştah bozukluğu, yemek yemede isteksizlik, tat alamama, ağızda hassasiyet, ağız tadının değişmesi, bulantı, kusma gibi besin alımını etkileyen durumlar görülmektedir. Özellikle operasyon geçiren hastalarda operasyondan hemen sonra ağızda his duyudunda azalma, çiğneme ve yutma güçlüğü görülmektedir. Bu şekilde yeme hassasiyeti, beraberinde yetersiz besin alımını getirir. Bununla birlikte hastalarda ishal, yağlı dışkı görülmesi, artmış besin ögesi kaybına yol açmaktadır. Aynı zamanda kanser hastalarında artmış enerji kullanımı görülmektedir. Tüm bu nedenler hastada malnütrasyona ve kaşeksiye sebebiyet verir.
Malnütrasyon beslenme durumunun bozulması ve kişinin normal kilosunun çok altında olması ile ilişkilidir. Medikal onkoloji hastalarının %43 ü malnütrasyon riski taşımaktadır. Kanser hastalarında tüm organ ve sistemleri malnütrasyondan etkilenmektedir. Yapılan çalışmalar kanser hastalarında malnütrasyonun hastanede kalış süresini uzattığını, oral kanserlerde yaşam süresini kısalttığını ve enfeksiyon riskini arttırdığını göstermektedir. Malnütrasyon görülme oranı pankreas ve mide kanserlerinde daha fazladır. Sonuç olarak kanser hastalarında hastanın vücut ağırlığını olması gereken normal vücut ağırlığının biraz üstünde tutmak hastanın yaşam kalitesi açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle hasta yemek yemeye ikna edilmeli ve bireysel ihtiyaçlara göre düzenlenmiş beslenme programını uygulamalıdır.
Hastada gelişen malnütrasyon bireysel ihtiyaçlara göre yeterli düzeyde protein içeren dengeli bir beslenme planı ile yavaşlatılabilir veya engellenebilir. Onkoloji hastaları tuzlu, asitli, sert ve kuru besinleri çiğnemek ve yutmakta zorlanabilirler. Bu nedenle diyetlerinde yumuşak fakat besleyici besinlere yer verilmelidir. Vitamin ve mineral yönünden zengin bir diyet planlaması yapılmalıdır. Son yıllarda yapılan araştırmalar onkoloji hastalarına yüksek doz vitamin verilmesinin hastalığın iyi yönde seyrettiğini göstermektedir. Hastada bağışıklık sistemi zayıfladığı için besinlerin hazırlanması, pişirilmesi, saklanması ve servisinde hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Çiğ besinlerden sakınılmalıdır. Hastanın psikolojik durumu da göz önünde bulundurularak diyetisyen kontrolünde diyette sevdiği gıdalara da yer verilmelidir. Koku yaparak bulantıya sebebiyet veren besinler diyetten çıkarılmalıdır. Hastada görülmesi muhtemel aşırı bitkinlik halinde hasta yemeğe zorlamamalı, hareketi kısıtlamalı ve ek nutrisyonel destek verilmelidir.
Sağlıkla kalın.
Okuduğunuz bölümün hakkını vermişsiniz. Bu konuda bir araştırma yapıyordum. Bayaa iyi oldu şuanda bu yazı :)))
Merhaba, teşekkür ederim. Umarım faydalı olmuştur.
Merhaba. Yazınızı okudum ve çok beğendim. Ancak yumuşak ve besleyici besinler arasına neler giriyor? Bu konuda herhangi bir öneriniz var mıdır? yardımcı olabilir misiniz
Merhaba, Onkoloji hastalarında besin seçiminde hastada gelişen komplikasyonları göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Hastada ağızda yara, tat alamama, çiğneme ve yutma güçlüğü gibi durumlar geliştiğinde hastanın tüketebileceği besinlere yönelmek gerekmektedir. Bu durumda bebek maması kıvamında besinler tüketilebilir. Yumuşak meyve ve sebzeler tercih edilebilir. Tabii hastalarda bağışıklık sistemi güçsüz olduğundan bu yiyecekleri çiğ tüketmemekte fayda var. Sağlıcakla…
Çok teşekkürler 🙂